TÜRKİYEYİ YAŞAT Kİ İNSANLIK YAŞASIN

En yakın çevreden en uzak çevreye kadar toplumun her katmanında yaşadığımız birçok sıkıntı ve musibetin altında kapsayıcı, birleştirici, irileştirici ve dirileştirici merkez bir düşünceden yoksun olmamız yatmaktadır. Bir toplumda birleştirici düşünce yoksa, hakikat bilinci yok olur, milli kimlik parçalanır, siyaset milli tarihin çizdiği yoldan ayrılır, ilim yapma geleneği yitirilir, eğitim taklide girer, hukuk ithal edilir, edebiyat ve sanat uydu insanların tekeline geçer, aydın kendi tarih ve kültürüne yabancılaşır, yönetenler yönetilenlere tepeden bakar, gençlik amaçsız ve gayretsiz biçimde ortada dolanır, din hayatı kuru bir söz ve iddiada kalır, düşmana yönelecek öfke kendi insanına yönelir.

Geleceğin kudretli ve merhametli Türkiye’si, kudretli ve merhametli insanını vakit kaybetmeden yetiştirip insanlığın kurtuluşuna sunmalıdır. Dünya Müslümanları ardı arkası gelmez kriz ve buhranlarla boğuşurken dünya evi mazlumlar için bir yangın evine dönüşmüşken bizden beklenen tavrı, duruşu, kurtuluşu sadece Müslümanlara değil, aynı zamanda tüm insanlığa sunmamız gereklidir. Eski İspanya başbakanı Zapatero’nun TRT World Forum’daki konuşmasında yer alan bir cümlesi her şeyi özetlemeye kâfidir. Zapatero, "Belirsizlik Çağında Değişime İlham Olmak” temalı konuşmasında "Dünyanın geleceği Türkiye’nin geleceğine bağlıdır” diyerek insanlığın Amerika’dan, Rusya’dan, Avrupa’dan, Çin’den değil, Türkiye’den bir şeyler beklediğini teyit etmiş olmaktadır. O hâlde;

Gün, "ben” değil, "biz” deme günüdür.

Gün, "partim, mezhebim, meşrebim” değil, "Türkiye” deme günüdür.

Gün, küçük hesaplar değil, büyük hesaplar yapma günüdür.

Gün, Büyük Türkiye bilinç ve idealini diriltme günüdür.

Gün, Türkiye’nin büyük davasına, kutlu kavgasına sahip çıkma günüdür.

Türkiye’yi yaşat ki insanlık yaşasın!