HAS BAHÇEDE HAZAN VAKTİ
Evlerden konaklara, köşklerden saraylara kadar her türlü mekânın ayrılmaz bir parçası olan Türk bahçeleri, karşılaştıkları kültürlerden esintiler taşımakla birlikte, kendine özgü bir estetik anlayışı aksettirirler. Yüksek düzeyde bir estetik zevki temsil eden divan şiiri de Türk edebiyatının has bahçesidir. Bu şiirin gelişimiyle has bahçenin gelişimi arasında bir koşutluk vardır.
Çalışmamızın konusunu teşkil eden 18. yüzyıl, has bahçede farklı bir üslubun izlerinin görülmeye başladığı, III. Ahmed (1703-1730)'in tahta çıkış tarihinden, klasik has bahçenin tarumar olduğu II. Mahmud (1808-1839) devrine kadar ki süreci kapsar. Bu asır klasik edebiyat için, zeval dönemini yaşayan Osmanlı Devleti gibi hazan rüzgârlarının esmeye, yaprakların sararmaya başladığı bir dönemdir. II. Mahmud'la başlayan yeni dönemde ise, klasik edebiyatı besleyen kaynaklar kurumaya, onları yerini farklı "kaynak"lar almaya başlar. 1960'lara kadar devam eden bu süreç, eski şiir veya has bahçe için kış mevsimi, yani Klasik Sonrası Dönem'dir. Her mevsim gib ihazan mevsiminin de kendine özgü güzellikleri vardır. Galib, sanki has bahçede bu ededebiyatın son şarkısını söyleyen bir kuğu gibidir. Elinizdeki eser, bu gizemli güzelliğin renklerini keşfetmeyi, bu renklerin kaynağını ve yeniliğin ışıltılarını bulmayı amaçlamaktadır.